APOLLO: İNSANLIĞIN AY SERÜVENİ

AstroNotlar’dan, merhaba! Bu haftaki konumuz oldukça güncel ve sıcak bir konu; Ay’a insanlı seyahat! Hazır Artemis Projesi bu kadar gündemimize oturmuş ve tıpkı 1960’larda olduğu gibi insanlık nefesini tutup Artemis Projesi’ni takip ediyorken, biz de sizlere Ay’a yapılan insanlı seyahatlerin geçmişinden, yani kısaca Apollo Projesi’nden bahsedeceğiz.

Herkes kadar biz de çok heyecanlıyız Artemis Projesi için, fakat Artemis’ten önce Apollo Projesi’ni iyice öğrenmemiz, kavramamız gerekiyor ki, Artemis’te bizi nelerin beklediğini az çok tahmin edelim. Her neyse, artık Apollo’dan bahsetme zamanı!

Apollo Projesi tek bir cümleyle; NASA tarafından gerçekleştirilen insanlı Ay yolculuğu projesidir. Ayrıca NASA’nın ilk insanlı uzay yolculuğu projesi olan Gemini Projesi’nden sonraki proje olmakla birlikte, Uzay Yarışı ve Soğuk Savaş, Apollo Projesi aşamasına gelinmesinde etkili oluyor. Proje, Apollo uzay gemileri ve Saturn V roketi ile 1961 ile 1972 yılları arasına uygulandı. Apollo Projesi, adını Yunan tanrısı Apollon’dan almıştır.

Apollo gemilerinden bahsederken, maalesef içinde yüzlerce kişilik mürettebat bulunduran, warp motorlu ve teknoloji harikası USS Atılgan’dan bahsetmiyoruz. Apollo uzay gemileri iki parçadan oluşuyordu, 3 kişilik bir kabin ve iki kişilik bir kapsül. Kapsül, uzay gemisi ile Ay yüzeyi arasındaki ilişkiyi sağlayabilme amaçlıydı. Gerçekleşen görevlerin tümünde ilk önce bu ikili sistem Ay yörüngesine yerleştirilir, sonra 3 astronottan ikisi kapsüle geçerek Ay yüzeyine iniş gerçekleştirilir. Görevleri bitince de yörüngede bekleyen uzay gemisine geri dönerlerdi.

Apollo görevi planlamalarında ilk başta 20 görev planlanmıştı, fakat 17 görev gerçekleştirildi, geri kalan 3 görev ise bütçe kesintileri sebebiyle iptal edildi.

İlk görev olan Apollo 1, 21 Şubat 1967’de fırlatılması planlanıyordu. Fakat 27 Ocak 1967’de Apollo 1 astronotları Gus Grissom, Edward White ve Roger Chaffee bir deneme sırasında fırlatma platformunda çıkan yangın sonucunda yaşamlarını yitirdiler. Proje başında gerçekleşen bu kaza ve astronotların hayatını kaybetmesi hem Apollo araçlarının tasarımında, hem de güvenlik önlemleri konusunda büyük yenilikler getirilmesini sağladı, ama aynı zamanda bu kaza sebebiyle Apollo 2,3,4,5 ve 6 fırlatılışları insansız birer test fırlatılışı haline getirildi.

Apollo 7 görevi hem insanlı ilk Apollo göreviydi, hem de Saturn IB roketinin ilk insanlı fırlatılışıydı, fakat Apollo 7 uzay aracı Ay’a gitmedi. Dünya yörüngesine çıkıp, geri geldi.

Ay’a insan göndermek için ilk önemli adım 21 Aralık 1968’de fırlatılan Apollo 8’in Ay’ın yörüngesine oturtulması ve Ay çevresinde 10 kez dönmesiyle atıldı. İnsanlık ilk defa yuvadan bu kadar uzağa Apollo 8 göreviyle gitti. Aynı zamanda Apollo 8 görevi, Saturn V roketinin de ilk insanlı fırlatılış görevidir.

Aslında her görev, Ay yüzeyine inmeden önce yapılan bir hazırlık gibi gerçekleşiyor. Mesela 3 Mart 1969’da Apollo 9 ile Ay’a inmede kullanılacak ve örümceğe benzeyen, dört ayaklı iniş modülü “Ay Örümceği” denendi. Apollo’nun ana gövdesinden bir tünelle Ay Örümceği’ne geçilerek ilk kez araç dışına çıkmadan bir araçtan diğerine aktarma yapıldı.

Apollo 10 ile de Ay Örümceği kullanılarak Ay çevresinde ilk tur atıldı ama Ay yüzeyine inilmedi. Aynı zamanda bu görevde Ay’a iniş için kullanılabilecek bölgeler yakından görüntülendi ve bir sonraki görev olan Apollo 11 için uygun iniş alanları yakından gözlemlendi ve görüntülendi. Yani anlayacağınız Ay yüzeyine inişi gerçekleştiren görev; Apollo 11!

Apollo Projesi’nin en büyük başarısını Apollo 11 gerçekleştirdi. 16 Temmuz 1969’da Cape Canaveral uzay üssünden fırlatılan Apollo 11’in içindeki astronotlardan Neil Armstrong ve Buzz Aldrin 20 Temmuz’da Eagle adlı Ay Örümceği’ne geçtiler ve 21 Temmuz’da sabahın erken saatlerinde Ay’a ayak bastılar. Ay yörüngesindeki komuta modulünde kalan gizli kahraman Michael Collins ise Apollo 11 görevinde Ay yüzeyine ayak basamadı ve sonraki görevlerde de Ay yüzeyine hiç inmedi.

14 Kasım 1969’da fırlatılan Apollo 12 ile 19 Kasım’da Ay’a 2. kez insan indirme başarısı sağlandı. Apollo 13 Ay yolundayken bir patlama geçirdi ve aracın büyük bölümü parçalandı. Astronotlar güçlükle Dünya’ya geri dönebildiler ve böylece bir felaket atlatılmış oldu. Hatta Apollo 13’ün kazasını ve astronotların nasıl Dünya’ya döndüklerini anlatan ve başrolünde Tom Hanks’in oynadığı “Apollo 13” isminde çok güzel bir film vardır, izlemediyseniz kesinlikle izlemenizi öneririz.

Apollo 14 görevinde de bir ilk yaşanıyor. Astronot Alan Shepard, Ay yüzeyinde golf oynayan ilk insan olarak tarihe geçti. Bildiğimiz Alan Shepard. Hani Yuri Gagarin’den sonra uzaya çıkan ikinci insan ve ilk Amerikalı Astronot olan Alan Shepard.

Apollo 15 astronotları, uzay aracı ile birlikte götürülen Ay Taşıtı ile Ay yüzeyinde dolaşarak büyük ölçüde örnek topladılar. Apollo 16, yaklaşık 100 kg kütleli bir Ay taşı getirdi. Bunları aynı zamanda birer zafer dansı gibi düşünebiliriz, Amerikalılar Ay’a insan göndererek ve sağ salim geri getirmeyi başararak, Sovyetler’e karşı geride kaldıkları uzay yarışını kazanmış oldular. Çünkü Ay’a insan götürüp, getirmek gerçekten o dönem için yapılabilecek en üst düzey olaydı.

Son görev açıkçası biraz duygusal oluyor. Apollo 17 görevi 1972’de gerçekleşen son insanlı Ay göreviydi ve tam 50 yıldır uydumuz Ay’a insan göndermiyoruz. Hepimiz Ay’da yürüyen ilk insanın Neil Armstrong olduğunu ve ilk adımı atarken söylediği meşhur cümleyi biliyoruz değil mi? “Bu benim için küçük, insanlık için ise dev bir adım!” Peki Ay yüzeyinde yürüyen son insanın kim olduğunu ve Ay yüzeyinde söylenmiş son cümlenin ne olduğunu biliyor musunuz? Buyrun size farklı bir yaklaşım.

Apollo 17 astronotu Eugene Cernan. Ay yüzeyinde yürüyen toplam 12 insandan sonuncusu, ya da ay yüzeyinde yürümüş son insan da diyebilirsiniz. Ay yüzeyinden ayrılmadan hemen önce ise şu sözleri söyledi;

“Eugene konuşuyor, yüzeydeyim. Ve ben, yüzeyden insanların son adımını atarken, bir süreliğine eve dönerken, ki bu sürenin çok olmadığına inanıyoruz, tarihin kaydedeceğini düşündüğüm şu sözleri söylemek istiyorum: Amerika’nın bugünkü mücadelesi insanlığın yarınının kaderini şekillendirdi. Ay’ı Taurus-Littrow bölgesinden terk ederken, geldiğimiz gibi ayrılıyoruz. Tanrı’nın izniyle geri döneceğiz. Tüm insanlık için barış ve umutla…”

Peki neden diğer 3 görev iptal edildi ve biz bir daha Ay’a insan göndermedik?

Aslında sebebi çok basit birkaç başlık altında özetleyebiliriz; rekabet ortamının kalmaması, ekonomi ve siyaset. Ay görevleri oldukça pahalı görevlerdi ve bütün görevleri NASA, Amerikan hükümetinden aldığı bütçeyle gerçekleştiriyordu. Görevin asıl amacı ise Sovyetler’e karşı geri kalınan uzay yarışını kazanıp, bitirmekti ve öyle oldu da. Sovyetler Ay yüzeyine insan gönderemediler ama Amerikalılar bunu tam 6 kez başardı. 1970’lere gelindiğinde Sovyetler Birliği’nin uzay yarışında iddialaşabileceği bir ekonomik durumu da pek kalmamıştı, bu yüzden Dünya yörüngesinde kalıcı ve nispeten düşük maliyetli uzay istasyonları yapmaya yöneldiler. Amerikalılar, uzay yarışını kazandıkları ve rekabet ortamı kalmadığı ve ayrıca görevler de çok pahalı oldukları için, Ay görevlerini sonlandırdı.

Günümüzde bu sefer rekabet ortamını oluşturan Sovyetler Birliği değil, ardılı olan Rusya’da değil, Dünya’nın kendisi. Çin, Hindistan ve Avrupa ülkeleri gibi ülkeler Ay projelerine 2010’lu yıllardan itibaren hız kazandırdı. Özellikle Çin, son yıllarda Ay için oldukça iddialı görevler gerçekleştirdi ve Ay yüzeyinde kalıcı bir üs kurmak için hazırlıklarına başladı. Yani yeniden bir rekabet ortamı oluştu ve bu sebeple Ay’daki yerini ve üstünlüğünü kaptırmak istemeyen Amerika da düğmeye basarak Mars görevini askıya aldı ve yeniden Ay görevi yapmaya başladı. Ay Mars’a gitmek için bir basamak olarak görülüyor. Ay’da kurulacak bir üs ile hem deneyim ve tecrübe kazanılacak, hem de Ay, ileride yapılacak Mars ve diğer gezegenlere ve cisimlere seyahat öncesi bir ara durak, bir istasyon gibi kullanılacak. Yani her koşulda insanlığın Ay’a yeniden dönmesi çok daha mantıklı ve olması gereken bir hamle. 50 senedir Ay yüzeyini boş bıraktığımız yeter, artık geri dönmeliyiz!

Apollo görevlerinin yarattığı heyecan ve teknolojik sıçramaları Artemis görevinde de bol miktarda görecek gibiyiz. Umarız tüm insanlık adına Artemis görevi çok başarılı ve barış dolu gerçekleşir.

astronotlar.org@gmail.com e-posta adresimize konuştuğumuz içeriklere dair düşüncelerinizi ve değinmemizi istediğiniz konuları yazabilir, bir kitap, link veya bilgi paylaşımında bulunabilirsiniz. Sosyal medya hesaplarımızı Instagram ve Twitter’dan “astro_notlar” olarak takibe almayı unutmayın! Facebook’tan vazgeçmem diyenler ise bizi AstroNotlar sayfasında bulabilirler. Gelecek hafta görüşünceye dek, gökyüzüne iyi bakın, hoşçakalın!

E-posta: astronotlar.org@gmail.com
Facebook: facebook.com/astronotlar.org
Instagram: instagram.com/astro

Author: Olcaytuğ Özgüllü

24-01-1997 Çorlu/TEKİRDAĞ doğumluyum. Asker ailesi olduğumuz için hayatım (özellikle çocukluğum) Türkiye'nin dört bir tarafında geçti ama 10 yıl boyunca İzmir'de yaşadığım için kendimi oraya ait hissediyorum. İzmir Balçova Anadolu Lisesi'nden 2015 yılında mezun oldum ve aynı sene İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'nü kazandım. Halen daha bu bölümde lisans öğrencisiyim. 5 yaşından beri hayalim olan bölümü okumakta ve kendimi bu alanda geliştirmek için elimden gelen her şeyi yapmaktayım. Gelecekte de kendimi başarılı bir "Astronom" olarak görmek istiyorum. Hayallerinizin peşinden koşmaktan asla vazgeçmeyin... ;)