AstroNotlar’dan, merhaba! Bu hafta, Onur haftasıyla da ilişkili olarak, son zamanlarda özellikle Twitter’da akademisyenlerin gündem konularından biri olan isim değişikliği konusunu ele alalım istedik.
İnsanlar neden isimlerini değiştiriyor, ve bunun akademiye etkisi nedir? Gelin önce bununla başlayalım.
Çoğumuzun bildiği gibi, kimi zaman insanların atanmış cinsiyeti ile cinsiyet beyanı uyumlu olmayabiliyor. Cinsiyet değiştirme süreci her zaman fiziksel olarak mümkün olmasa da insanların isimleri ve görünümleri gibi bazı temel unsurlar üzerinde değişiklik yapabilmeleri görece daha mümkün. Söz konusu bir manken, oyuncu veya şarkıcı olduğunda yeni isme ve görünüme adaptasyon her ne kadar sansasyonel olsa da bir süre sonra toplumun bunu kabulü bir akademisyene kıyasla çok daha hızlı ve kolay olabiliyor. Her ne kadar akademisyenlere ilişkin kanı öngörülü ve açık görüşlü oldukları yönünde olsa da maalesef bunun her zaman böyle olduğunu söylememiz mümkün değil.
Her ne kadar geleceğin mimarları sayılabilecek akademisyenler birçok yeniliğe açık olsalar da söz konusu bir isim değişikliği olduğunda akademisyenlerin yakasını bırakmayan bir geçmiş var. “Artık eski adımla anılmak istemiyorum” demek, hatta bununla ilgili resmi işlemler yapmış olmak bile yeterli olmayabiliyor kimi zaman. Yeni bir pozisyona veya projeye başvurulacağı zaman akademisyenlerin en büyük hazinesinin daha önce yapmış oldukları yayınlar ve çalışmalar olduğu düşünülürse buralarda kullanılmış isimlerle yeni ismin uyuşmaması hem bir kafa karışıklığına ve güvensizliğe yol açabiliyor hem de kişide bir çok olumsuz psikolojik etkileri olabiliyor.
Kimi aktivistler eski isimlerinin olduğu gibi kalmasında bir sakınca görmüyor, çünkü bu durumun bilinmesinin bir farkındalık yaratmak ve normalleşme için önemli olduğunu düşünüyorlar. Fakat süreç herkes için aynı şekilde işlemediğinden, kimileri yeni bir pencere ve ait olduklarını hissettikleri cinsiyetleri ile devam etmek istiyorlar hayatlarına, haklı olarak.
Tabii bir çok yayın ortamı olduğu için hepsini tek tek incelemek mümkün değil ancak söz konusu astronomi olduğunda örneğin en temel yayımcılardan biri olan American Astronomical Society’nin yayınlarında, örneğin Astrophysical Journal, Astronomical Journal, Astrophysical Journal Letters, Astrophysical Journal Supplement Series ve Planetary Science Journal gibi dergilerde yazar isim değişikliği için bir form doldurarak bu süreci başlatabiliyor ve herhangi resmi bir belge sunması gerekmiyor. Özetle beyan esastır mantığı ile işliyor süreç. Fakat hepsi için bu geçerli değil. Örneğin bir diğer iyi bilinen yayın organı olan Astronomy & Astrophysics, hiçbir şekilde isim değişikliğine izin vermiyor. Gerçi 4 Haziran 2021’de bununla ilgili bir çalışma yürüttüklerini açıkladılar ama ne tür bir şey düşündüklerine dair bir detay bilmiyoruz. Monthly Notices of the Royal Astronomical Society, Oxford Üniversitesi yayınlarından, yazarın talebi doğrultusunda yayınlardaki isimleri değiştiriyorlar ancak sadece HTML sürümler için geçerli oluyor, pdf’lerde bu değişiklik henüz mümkün değil.
Peki ya veritabanları? Örneğin hemen hemen her astronomi öğrencisinin en az bir kez bir makale aramak için kullanmış olduğu Astrophysical Data System, yani ADS’de süreç nasıl?
ADS’de işler biraz değişik, birden fazla ismi tek bir kişi ile eşleştirmelerini sağlamak mümkün. Bu sadece cinsiyet veya isim değişiklikleri için değil, farklı mahlaslarla yapılmış yayınları bir arada toplamak için de mümkün. Belirli bir kişiye bağlı birden fazla isim olabiliyor ama bunun da biraz kafa karıştırıcı olduğunu düşünüyorum şahsen. En güzeli, bilgiye erişimi daha sınırsız ve sınıfsız hale getirmeye katkısı yadsınamayacak kadar çok olan ArXiv’da bence, kullanıcı destek portalı üzerinden veya e-posta ile yapılan başvuru sonrası gerçekleştirilen isim değişikliği hem orjinal online LaTeX dosyasına yansıyor hem de bundan oluşturulan PDF’lere.
Ne gibi aksiyonlar alınıyor bunun için?
Yayın etiği komitesi konuyla ilgili çalışmalara başladı çoktan. Bunun yanı sıra Prof. Tess Tanenbaum’un kaleme aldığı 5 temel ilke de konuyla ilgili yol almak isteyenler için yol gösterici mahiyetinde. 5 maddenin birincisi erişilebilirlik, yani yazarın başvurduğu bu değişiklik için herhangi resmi bir evrak talebinde bulunulmaması veya işi yokuşa sürecek bir süreç içermemesine yönelik. İkinci madde olan kapsayıcılık; değişiklik yapıldığı zaman yazarın yayıncı kayıtlarındaki tüm isimlerinin değişmesine yönelik bir madde. Üçüncü madde görünmezlik; yani yazarın adının veya cinsiyetinin değiştiğine dikkat çeken bir unsur olmamasına özen gösterilmeli. Dördüncü madde sürecin Makul ve Basit olması yönünde, yani sürecin bürokrasiden uzak ve sancısız, olabildiğince hızlı ilerlemesini öngörüyor. Son madde de, sürecin takip ve sürekliliğine ilişkin, yani yayıncı isimlerdeki değişikliğin doğru şekilde uygulandığına ve uygulanmakta olduğuna emin olacak şekilde materyallerini sürekli kontrolden geçirmeli.
Bu süreçten geçenlerin karşısında iki temel seçenek vardı yakın zamana kadar, ya geçmiş deneyimlerini silip atıp hayatın ortasından sıfırdan başlamak, ki bu da kimi zaman 40’lı yaşlarında birisinin belki 15-20 yıllık deneyim ve emeği çöpe atması, hiçe sayması anlamına gelecekti ya da arkasında bırakmak istediği tüm o şeyleri bir kambur sürekli sırtında taşımayı kabul etmesi anlamına gelecekti. Akademik dünyadaki bu uyanış üçüncü bir yol olduğunun göstergesi oldu, o da geçmişi düzeltmek.
Böyle bir seçeneğin bunca zaman olmayışı kim bilir ne büyük sorunlara yol açmıştır.
Bu adımın atılması için çok geç kalınmış olmasına rağmen şimdiki bu gelişme kesinlikle çok umut ve mutluluk verici. Ama asıl mesele bu süreci olabildiğince kolay hale getirmekte, isim değişikliklerinin kabulü için gerekli, daha doğrusu gereksiz belgeler, sürecin kısa zamanda tamamlanması, tüm platformlarda uygulanması gibi, az önce saydığımız birçok önemli madde var.
Böylesi bir sürecin zor ve yavaş olmasına ek olarak tehlikeli olduğu durumlar da olabiliyor.
Bir çok ülkede cinsiyet kimliğinin veya trans bireylerin ifade özgürlüğü söz konusu olmadığı gibi, suç olarak addedilmekte ve bazılarında bu suçun cezası idam. Haliyle sürecin hızlılığı ve etkinliği kadar yine az önce belirtmiş olduğumuz gibi görünmezliği ve sürekliliği de önemli.
Bu noktada doğuştan gelen cinsiyeti ile var olan akademisyenler nasıl bir tutum sergiliyor?
Her şeyden önemlisi, toplumun her kesiminde ama özellikle de akademide, kişinin kendini rahat ve özgür hissettiği ortamda daha verimli ve üretken olduğu bir gerçek. Daha huzurlu, barışçıl ve işbirlikçi bir akademi için tabii ki meslektaşlarının dertlerini önemsemek insani bir duruş. Ama bunun yanı sıra isim değişikliklerinin illa ki cinsiyetle bağlantılı olmadığını unutmamak gerek. Örneğin evlenme, boşanma veya din değiştirme süreçleri de kişilerin isimlerini değiştirmesinde etkili olabiliyor. Bunların haricinde son zamanlarda daha çok özen gösterilen bir diğer konu da isimlerin önüne konuşan hitaplar. Bey ya da Hanım hitapları yerine özellikle de akademide belirli bir ünvana sahip olan kişilere ünvanla hitap etmek cinsiyet olgusunu ve varsayımını ortadan kaldırıyor. Benzer şekilde cis’lerin de sosyal medya profillerinde ve hatta resmi e-postalarının sonundaki imza kısmında, genellikle ingilizce olarak tercih ettikleri zamirleri he/she veya they olarak belirtmeleri de bu konunun normalleşmesinde önemli bir destek.
Yayınımızı bitirmeden önce AstroNotların aylık takvimine ücretsiz olarak erişebileceğinizi hatırlatmak istiyorum. Emre Erkunt’un astrofotoğrafını işlediği Girdap Gökadası’na ev sahipliği yapan Temmuz ayı takvimimiz ile telefon veya masaüstü arka planlarınızı şenlendirmek isterseniz sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Poster şeklinde tasarladığımız bu takvimleri çıktı da alabilirsiniz. Her gün farklı bir içerikle astronomi ve uzay bilimlerine dair gündemi yakalamak için sosyal medyadan bizi takip etmeyi unutmayın!
astronotlar.org@gmail.com e-posta adresimize konuştuğumuz içeriklere dair düşüncelerinizi ve değinmemizi istediğiniz konuları yazabilir, bir kitap, link veya bilgi paylaşımında bulunabilirsiniz. Sosyal medya hesaplarımızı Instagram ve Twitter’dan “astro_notlar” olarak takibe almayı unutmayın! Facebook’tan vazgeçmem diyenler ise bizi AstroNotlar sayfasında bulabilirler. Gelecek hafta görüşünceye dek, gökyüzüne iyi bakın, hoşçakalın!
E-posta: astronotlar.org@gmail.com
Facebook: facebook.com/astronotlar.org
Instagram: instagram.com/astro_notlar
Twitter: twitter.com/astro_notlar
Anchor: anchor.fm/astronotlar
KAYNAKLAR: